14 Eylül 2016 Çarşamba

KAVRAM KARMAŞASI

Şarkı Linki: https://www.youtube.com/watch?v=jtheEhUfwwA


KAVRAM KARMAŞASI

Ruhuma bir çiçek, sen ektin, kopardın...
Şimdi çok mutlusun, ben daha mutluyum...
Kaybeden belki yok, kazanan belirsiz...
İçimde bir ceset, sahipsiz delilsiz...

Saygı yok, sevgi yok!
Aşkı ben ne yapayım!
Oyun çok, onur(sabır) yok!
Güzelliğine mi tapayım!

Kalbime bir kader, sen ektin, büyüktün...
Şimdi ben bir bekçiyim, sense bir düşçelen...
Sabreden belki yok, çark eden ikimiz...
Dilimde bir yalan, hedefsiz, kefilsiz...

Saygı yok, sevgi yok!
Aşkı ben ne yapayım!
Oyun çok, onur(sabır) yok!
Güzelliğine mi tapayım!

Söz-Müzik: Derin Uyku Adamı
2006

28 Ağustos 2016 Pazar

ÜMRAN

Şarkı Linki: https://www.youtube.com/watch?v=Z2_AFnKeVcQ

Beni bırakın kendi halime, siz gidin
Beni bırakın gizli kentime, gidin
Bana bırakın tüm savaşları, siz gidin
Bana bırakın tüm yalanları (tüm masalları), gidin

Buralarda ölme vakti,
Ölmeyi istemez kimse!
Oralarda gülme vakti, 
Siz gülün!

Yok buralarda tadım...
Yok oralarda adım...

Beni unutun bir günah gibi, siz gidin
Beni avutun bir çocuk gibi, gidin
Bana doğrultun silahları, siz kaçın!
Bana okutun tüm duaları, kaçın!

Buralarda ölme vakti,
Ölmeyi istemez kimse!
Oralarda gülme vakti, 
Siz gülün!

Yok buralarda tadım...
Yok oralarda adım...

Söz-Müzik: Derin Uyku Adamı

"Masumlar özellikle de suçsuz günahsız çocuklar öldükçe dünya dönmeye devam etse bile hiç bir şey eskisi gibi olmayacak... Tüm Aylan, Ümran ve adlarını dahi bilmediğimiz masum çocuklara ithaf edilmiştir..."

18 Ağustos 2016 Perşembe

HAVVA ve SAÇLARI

Bir duaya sığınıp, bir kuşkuya çelme takıyorum, izninle...
Verdiğim sözler firarda, aldığım sözler sakin ve umarsız.
Gördüğüm yüzler siliniyor aklımdan usulca.
Hafızam buharlaşıyor, yanarken düşlerim.
Egolardan yaptığım legoları bulamıyorum koltuğun altında,
Annem bir yerlere saklamış olmalı...
Benden habersiz gibi dünya artık...
Benden selam olsun işgüzar yığınlara,
Bu arada, aranan ego bulundu bu oyunda,
Kendinizi yıpratmayın boşuna.
Hayat ne kadar kısaysa, bir o kadar uzun saçların aslında.
Modern zamanlar gözlerimizi boyarken, sen neden boyarsın saçlarını, anlayamam ben nasılsa.
İçime yalnızlık doldurdum çocukken,
Büyüyünce uçarım sandım hafifleyip...
Yanılmışım bilakis,
O kadar ağırım ki şimdi, tartamıyor hiç bir tartı ne hüznümü, ne de kederimi.
Düşlerimden habersiz gibi dünya artık...
Duş alınca akıyor mu saçlarının boyası sanki.
Hiç bir şey eskisi gibi değil, hemde hiç bir şey...
Ne saçların eskisi gibi olabilir artık, ne de onu tutan ellerim günahsız.
Ne düşlerim eskisi gibi olabilir artık, ne de onu kuran hallerim kararsız.
Fişten çıkardım zamanın ruhunu...
Fazla ısınmış bir yığın anı...
Birazdan hava bozar dedi annem...
Gittim ben bozuldum Havva'ya...
Hz. Adem gibi...

Yazan: Derin Uyku Adamı
Ağustos 2016







10 Ağustos 2016 Çarşamba

İZ

Akşamdan kalma bir düş kırıklığı,
Sabaha kalmaz izi geçer anne.
Ucuza giden onca fiyakalı anı,
Süresiz bir bahar, güneşsiz ama.

Oysa hep saçların dokundu içime,
Bir limandı içim...
Uçsuz bucaksız sahillerin birinde,
Veya kimsenin dalmaya cesaret edemediği,
Açık denizlerin dibinde,
Bir yosundu dışım,
Tutundum saçlarına,
Çektim batmak üzere olan gemimi limanına...
Hadi tut ellerimi!
Çek beni karana!
Aradığım sendin hep,
Keşfedilmemiş kıtalarımda...

Yıldızlara bıraktığın izden tanıdım gözlerini...
Bir tek saçlarını hayal edemedi zavallı aklım...

Yazan: Derin Uyku Adamı

14.03.2010
Pazar Gece 04:19

21 Aralık 2015 Pazartesi

TUTARSIZLIKLAR ÜSTÜNE

Yersiz bir dua gibi, dilimden düşmüyorsun…
Arsız bir hata gibi, aklımdan çıkmıyorsun…
Aklımdan çıkmıyorsun…
Özledim seni, belki de bir masal gibi…

Kaybolmuş bir düş gibi bir masal arıyorsun,
Hırpalanmış ruhunda kim bilir ne saklıyorsun…
Belki de korkuyorsun…
Gizledim seni, belki de bir rüya gibi…

Tutarsız bir söz edip fikrimi çeliyorsun,
Şairler icat edip, canımı yakıyorsun,
Şiirler okuyorsun…
Dinledim seni, belki de duymadın, görmedin beni…

Yurtsuz bir martı gibi hayattan ürküyorsun,
Gözlerimden süzülüp, kalbimden göçüyorsun,
Belki de kaçıyorsun,

Sakladım seni, belki de bir DUA gibi…

Söz-Müzik: Derin Uyku Adamı
06-07 Temmuz 2014

29 Kasım 2015 Pazar

RAĞMEN SEVMEK

Seviyorum seni,
Tüm acemiliğimle, tüm küstahlığımla seviyorum hem de...
Biliyorum sevgi böyle bir şey değil,
Ama tüm aptallığımla, tüm nankörlüğümle seviyorum seni.
Biliyorum, sen istemezsin böyle bir sevgiyi,
Ama tüm tutarsızlığımla, tüm çelişkilerimle, tüm kuşkularımla seviyorum seni.
Biliyorum, başkaları daha güzel sevebilirdi belki seni,
Oysa ben tüm bencilliğimle, tüm kızğınlığımla seviyorum seni.
Ve yine biliyorum,
Sevgi narin ve kırılgan bir şeydi, hay aksi...
Ama ben tüm yüzsüzlüğümle, tüm arsızlığımla seviyorum seni...
Hem sevgi fedakarlık, emek isterdi değil mi?
İyi olmak da bazen yetmezdi belki,
Olsun,
Ben yine de tüm umursamazlığımla, tüm tembellliğimle seviyorum seni.

Yazan: Derin Uyku Adamı
Tarih: 13 Temmuz 2015

ATLAR SUSUZ KALINCA...

Korktuğum şey ne biliyor musun?
Kafamın içinde onca gereksiz bilgiyle ölüp gitmek...
Mesela Yuri Gagarin...
Veya her radyoyu açışımda karşıma çıkan saçma sapan şarkının,
Saçma sapan sözleri...
Küçümsemiyorum kimseyi...
Düşünmek istemiyorum sadece...
En azından bir süreliğine...
Boş boş bakmak istiyorum yüzüne hayatın...
Bu gece de zamana bırakıyorum kendimi,
O nasıl olsa eskitir beni.
Ana haberleri izlerken zaplıyorum kanalları,
Özenle hazırlanmış en güzel cinayet görüntüleri.
Gecenin ikisinde ani bir fren sesi...
Bir an duraksıyorum,
Bir çift göz bana bakıyor...
Ne oldu der gibi.
Korkma diyorum, gençliğim şarampole yuvarlandı.
Üzülecek bir şeyler arıyorum kafamın içinde...
Bir pişmanlığın izini sürüyorum.
Kuşkulanıyorum artık kendimden,
Nefes alıp verdiğimden emin olamıyorum...
Gereksiz şiirler yazıp, gereksiz kitaplar okuyorum.
Gereksiz şarkılar dinleyip, gereksiz dertlere yelken açıyorum...
Aslında bu kadar insan da gereksiz bana kalırsa,
Ama kalmaz, biliyorum...
Kalmamalı da zaten.
Geceler biz düşünelim diye bu kadar sessiz ve karanlıktır.
Uyuyalım diye değil.
Çoğumuzun kim olduğumuza dair bir fikri bile yoktur, eminim...
Keşke bu kadar basite indirgeyebilseydim hayatı,
Nasıl becerebiliyorsunuz mesela vicdanlarınızı susturmayı?
Aksi halde atlar da becerebilirdi belki insan olmayı.
Ama atlar tetiğe basamazlar,
Çifte atabilirler sadece.
İşte belki de bu yüzden insan, acıdan ve pişmanlıktan ibaret olmalı.
Atlar sarma sarıp, kep fırlatamazlar havaya,
Veya reçete okuyup, yüze kadar sayamazlar...
Ama insan suya götürüp, susuz getirebilir onları...
Korktuğum şey ne biliyor musun?
Kafamın içinde onca gereksiz bilgiyle tekrar dirilmek...

Yazan: Derin Uyku Adamı
Tarih: 13 Temmuz 2015